Kayıtlar

Ekim, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kapımız Her Zaman Açık!

Resim
Hatırladığım kadarıyla beş yaşlarında ya var ya yokum. Belki de altı yaşında :-) Yaz akşamları Çanakkale'de havanın sakinliğini yaşamak için komşuların bir araya geldiği kapı önü sohbetleri olur. Çok severim bu sohbetleri... Bu akşamlardan bir tanesi annemle birlikte bizim evin önünde oturuyoruz; olmazsa olmaz çekirdek çıtlama muhabbeti de dahil buna:-) O ara Annem’in arkadaşı Ayşe Teyze geçiyor bizim evin önünden.Evine gidiyor sanırım ve Annem ile küçük bir sohbet başlıyor. “Nasılsın Ayşe komşu?”diyor annem. “İyiyim" diyor en samimi ses tonu ile Ayşe Teyze, “Sizler nasılsınız?" Ve ayak üstü sohbet devam ediyor. Sohbetin sonunda en son Ayşe Teyze “Bize de bekleriz lütfen gelin" diyor, Annem de "En kısa zamanda inşallah” diyor, ve Ayşe Teyze “Biliyorsunuz kapımız size her zaman açıktır!” diyor. Biran bütün dikkatimi bu söylenen söze odaklıyorum. “Kapımız Her zaman açık!!!” Nasıl olur kapımız her zaman açık? Ayşe Teyze uzaklaşıyor, biz de haliyle havanın kararmas

Kurşunlar Sıyırıyor...

Resim
Dün etkilenmiştim yeterince... Ama bu sabah çok daha farklı oldu benim için. Hangi gazeteye gözatsam aynı haberle karşıya kalıyorum. Yapılan haberlerin de "yas haber" niteliğinde olması nedeniyle siyah renk hakim hepsinde... Okudukça daha bir telaş ve tarifsiz yürek acısına sürüklüyor insanı. Ayrıntılı olarak son telefon görüşmeleri, ailelerine son mesajlar... Belki bir kaçı biliyordu bu sonucu, hissetmişti ama henüz kaç yaşında ki; hepsi de 22 yaşında, tazecik, hayatı yeni anlamaya çalışan çok değerli... İster istemez derin düşünceler alıyor, ciddi ciddi sorguluyorsun! Çıkış yolu ya da kendince çözüm arıyorsun. Ne olabiliri, ben kendi adıma ne yapabilirimi?... Ben kendi adıma ne yapabilirimi şuan için yakınlarının acısını paylaşarak gerçekleştiriyorum... İşin aslı çözüm olarak pek çoğumuzun kafasında oluşan çözümler benim de kafamda yeterince yer ediyor ama.... Çok keyifsiz birgün bugün, fidan gibi, annelerinin bir tanecikleri, babalarının gurur kaynakları yok artık bu sabah

Bülent Ortaçgil'den; Küçük Şeyler...

Resim
Bülent Ortaçgil'den Küçük Şeyler hep küçük şeyler bizi usandıran küçük şeyler bizi utandıran hep küçük şeyler küçük şeyler bizi yarıştıran küçük şeyler bizi uzlaştıran küçük şeyler hepsi de küçücük şeyler bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren hep kısa anlar, mutluluklar hayal görür uzun zamanlar hep kısa anlar karar verdiğimiz sonra günler boyu neden diye düşündüğümüz kısa anlar hepside kısacık anlar bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren hep büyük düşler, büyük düşler peşinde koştuğumuz sonra nerdeyiz diye içinde kaybolduğumuz hep büyük düşler elimle tutamadığım hiç görmediğim, yaşamadığım büyük düşler hepsi de küçücük şeyler bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren hep küçük şeyler bizi savaştıran küçük şeyler bizi barıştıran hep küçük şeyler seni sevdiğim küçük şeyler seni üzdüğüm küçük şeyler hepsi minicik şeyler bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren

Karabiga'da Hafta Sonu Tatili

Resim
Çok uzun zaman olmuş, nasıl da özlemişim Karabiga'yı... Günün ilk saatleri ve hava daha yeni gözlerini açıyor, uykudan yeni uyanmış gibi... Turuncu tonları hakim gökyüzünde... Güneş oyunlar oynarcasına bulutlarla köşe kapmaca oynuyor. .. Otobüsten yeni indim. Karabiga’ya ulaşmak için kısa bir yolculuk daha yapmam gerekiyor ama henüz bu yolculuk için diğer otobüs gelmemiş. Saate bakıyorum yaklaşık kırk dakika var. Etrafda da benim gibi uzun yolculuk sonrası yeni gözünü açmış birkaç kişi var. Başka da kimse yok! Bu kadar erken bir saatte fazla kişi olmaması da doğal diye düşünüyorum... Otobüs garının hemen arka bölümüne geçiyorum, burada bir kahve görünüyor. Dışarıya masa ve birkaç sandaliye konulmuş. Oturan kişiler sadece erkeklerden oluşuyor. Ben de bir masaya yerleşiyorum. Çok eşyam olmadığı için valizimle birlikte dolaşıyorum. Küçük bir seyahat çantası işte!... Kahvede çalışan biri hemen ilgileniyor; - Günaydın abla ne istersin? İşin aslı adam benden büyük. Biran şaşırıyorum ab