Kayıtlar

Aralık, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaşıyorum

Resim
Candan Erçetin; ilk kez canlı olarak izleme fırsatım oldu. Sahnede kendisini dinlemek, izlemek çok keyifli ve özeldi. Candan Erçetin; çok zarifsin. İyiki varsın, iyiki o güzel duruşunla bize güzel şarkılarını söylüyorsun. Yaşıyorum, zengin çocukla fakir kızın aşkına bir türlü kavuşup mutlu olmayışına gözüm doluyorsa hala korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir bahçenin yemyeşil canlanışına kirazın hınzırca çiçek açışına yüzüm gülüyorsa hala korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir anlatacak hikayelerim bitmedi henüz anlaşacak dostlarım tükenmedi yorgunluk, kırgınlık hepsi gelir geçer her şeye rağmen yaşamak güzel düşenin dostunun olmayışına düzenin buna hiç aldırmayışına kanım donuyorsa hala korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir senin beni yanlış anlayışına çoktandır heyecan duymayışına canım yanıyorsa hala korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir söyleyecek şarkılarım bitmedi henüz söylenecek sözlerim tükenmedi yorgunluk, kırgınlık hepsi gelir geçer her şeye rağmen yaşamak güzel söz AYLİN AT

Tesadüf

Resim
Tesadüfün pek çok kelime anlamı vardır. Bu anlamlar yaşanılan olaya ve kişiye göre değişir sanırım. Hiç olmayacak şeyler bir anda bir araya gelir. Bu pek çok şey normal şartlarda bir araya gelmesi mümkün olmayan şeylerdir. Farklıdır çünkü. O an çok farklı duygular yaşanır; yaşamda ufak çakışmalar, karşılaşmalar yaratır. Bazıları güzeldir, bazıları şaşırtır, bazıları da acı verir. Sonra geçer ve sadece anısı kalır bize. Çok iddalı olmak istemiyorum ama yaşadığım tesadüfler pek çoğumuza göre daha bir şaşırma efekti yaratır bende ve çevremde. Bu sayede de yaşadığım, yani tesadüf olarak nitelendirdiğim olaylar artık olağan hal alır oldu. Yaşadığınız olayda o an orada bulunmanız mı yorar sizi? Yoksa o anda orada olmasaydım ne olurdu gibi hikayeler yaratmak mı?

Aşk Acısı Olgunlaştırır mı?

Resim
Yaşanılan aşk acısı, aşkı olgunlaştırır mı? Aşk acısı sadece kişiyi olgunlaştırabilir, aşkın kendisini değil. Zaten olgunlaştırmamalı da, şu kısa hayatta neyle karşılaşacağımız ya da hayatın bize neler sunacağı konusunda birşey bilmezken; aşka karşı olgun olmamalıyız. Her daim çocuk olmalı. Yeniden başlıyormuş gibi yaşamalıyız aşkı. Zaten yaşanılan aşkın acısını hem de bile bile dibine kadar yaşamıyor muyuz? En acı şarkılar dinlenmiyor mu kör vakitlere kadar? Aşkı yaşadığımız dönemdeki karın ağrılarının daha şiddetlisini ayrılık sonrası yaşamıyor muyuz? Çaresizce... Aşkı yaşadığımız zamanlarda içimizde uçuşan kelebekler de tek tek ölür bu acıyla. Belki aşkın olgunluğu da bu acıyı yaşarken gerçekleşir. Alınan kararlar hep aynıdır; gardını alırsın hemen ve artık daha dikkatli olmak, kendini düşünmek, tam bir bencil olmak gibi...Öyle bir hal alır ki bu; bir süre herşeyden kaçarır insanı. Gözler yarı açık vaziyette baktırır hayata. Ama bu bir dönemdir. Yaşanması gereken bir dönem. Sonra y

Çeşitleme

Resim
Biraz da ortaya varyasyon olsun:-) Dünyanın en mutlu erkeği kimdir? Dünyanın en mutlu erkeği; Japon karısı, Amerikalı maaşı, İngiliz evi, Çinli aşçısı ve Fransız metresi olan erkekmiş! Ya dünyanın en mutsuz erkeği kimdir? Çinli maaşı, Amerikalı karısı, Japon evi, İngiliz aşçısı olan kişiymiş. "Zaten o parayla da Fransız metres tutulmaz." Kadın ve erkek Kadın olmak zor iştir. Çünkü, her kadın erkek denilen yaratıkla uğraşmak zorundadır.:-) Conrad Erkeklerin düştüğü biricik hata, evli olduklarını unutmalarıdır. Lady Effingham Bir kadın, iyi bir koca yaratabilmek için dáhi olmalıdır. BalzacAdam ve karısı ADAM pazar sabahı uyanmış ki karısı yatağın başucunda dikiliyor. Üzerinde gecelik... Elinde kırmızı kadifeden bir ip... Fısıldamış kadın, en seksi yatak odası sesiyle "Beni bağla, ne istersen yap erkeğim!"Adam bağlamış kadını... Ve... Balığa gitmiş!.. İyi Pazarlamacı Bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu en büyük çarşı-marketinde herşey a