Kayıtlar

Eylül, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bilemiyorum

Resim
Bugün beş şey beni sızlandırdı... Bugün cumartesi ve sabah uyandığımda öğle vaktini geçmişti... gün bitti... Ramazan nedeniyle bir ay ara verdiğim spora bugün tekrar başladım. Ancak aldığım kalorileri, geri vermek için çok çalışmam gerekli... (sahurda yenilen börekler ve tatlılar) Uzatmak istediğim saçlarımı bir anlık karar ile kısacık kestirdim, artık saçlarımın uzaması için çok zaman gerekli... Birşeyleri özlüyorum; ama neyi özlediğimi tam olarak bilmiyorum? Bu his aslında bende kanıksanmış bir sıkıntı hali oluşturmakta... Genelde cumartesi günleri erken kalkarım, okumak istediklerimi okur, sabahın güzel temiz havasını açık havada teneffüz eder, sonrasında sporuma gider, uzamasını beklediğim saçlarımı da serbest bırakırdım... :)) Ne olursa olsun uğraşacak birşeyler bulurdum, uğraş! Enerjim benim karakteristik özelliğim olmuştur hep... Bugün bunları düşündündürdü bana... Olumlu da olsa olumsuz da olsa, her iki hal de rutin yaşama dahil olmuyor mu? Neyi yeniden yaratmışım ki? Bilemiyor

Yaşama O’nun Baston Sesinden Bakabilmek!

Resim
Her sabah işime gitmek için metroyu kullanıyorum. Metro son durak Taksim merdivenlerini hızlı hızlı aşarak işime gidiyorum. Malum sabahları daha bir yoğun oluyor ve bu kalabalık ile mücadele etmek de ayrı bir efor gerektiriyor. Hızlı olacaksın, ne kadar hızlı davranırsan bu kalabalığı aşman o kadar kolaylaşır. Ne var ki sabah mahmurluğu nedeniyle kafam önde, gözlerimi bile henüz açmamış, uyku modunda, etrafıma bakmadan kalabalıktan sıyrılmaya çalışıyorum. Gün bu şekilde başlayor benim için.... Bir kaç gündür bu hareketliliğin içinde dikkatimi çeken bir ses hakim. Her ne kadar kendimi etrafdan soyutlamış olsam da ses dikkatimden kaçmıyor. Tik tak, tik tak, tık tık tık..... Belli ki baston sesi bu! Kafamı kaldırdığımda yoğun kalabalığın arasında bu sesi anlamak zor(!) Seçebildiğimde kadarıyla bir bayan, elinde bastonu ile kalabalıkda yol bulmaya çalışıyor... Fark ediyorum ki, kendisi âmâ! Hareketleri hiç şaşmadan, bizden hiç bir farkı olmaksızın bu ses ile ilerliyor. Sadece bu sese odakl

Yunan gazetesindan ‘Mustafa’ promosyonu

Dikkatimi çekti; ekli haberi paylaşmak istiyorum; Atina'da yayımlanan Elefterotipiya gazetesi, pazar sayısıyla birlikte gazeteci-yazar Can Dündar'ın "Mustafa" adlı filminin DVD'sini promosyon olarak okuyucularına dağıttı. İlişkili fotoğrafları göster AA Güncelleme: 13:50 TSİ 13 Eylül. 2009 Pazar ATİNA - Yunanistan'ın çok satan gazetelerinden Elefterotipiya, dağıtımını birinci sayfasından duyurduğu DVD'nin kapağındaki tanıtım yazısında, "Parçalanmış Osmanlı İmparatorluğu'nu Türkiye adını vererek batı tipi bir ülkeye dönüştüren, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm biyografisi" ifadesini kullandı. Tanıtım yazısında, "Çağdaş tarihçilerin 20. yüzyılı derinden etkileyen en önemli şahsiyetler arasında gösterdiği karizmatik lider" ve "Kemal, Türklerin atası anlamına gelen Atatürk ismini halkından aldı" satırlarına da yer veren gazete, "Mustafa" adlı filmin Atatürk

Doğa Kendine Ait Olanı Geri Aldı!

Doğa kendine ait olanı geri aldı. Bugün yine işe gitmek için erken uyanıyorum, mırın kırın ederek hazırlanıyorum. Biraz daha uyku biraz daha uyku istediğim tek şey bu! Hazırlanırken de haberleri dinliyorum TV.'de... O ara fark ediyorum dışarıda inanılmaz bir yağmur, dinmek bilmiyor... Haberler sadece sel dolayısıyla yaşananları manşetten veriyor. İçler acısı görüntüler hakim, herkes perişan, karma karışık bir hal hakim görüntülerde. Haliyle kendi halime bakıp, etrafı böyle perişan halde görmek beni fazlasıyla sarsıyordu. Nasıl olur da 2009 yılında bu kadar kayıp yaşanır? Tek bir açıklama var; doğa kendine ait olanı geri alıyordu. Böyle, çünkü çarpık yapılaşma sonucu; her yer ev, her yere konut, her yer yol olmadı mı? Çıkarlar, bilinçsiz yapılaşma sayesinde, olmayanı tekrar yaratma gücü aslında herşeyi yok etti... Giderken de zaten fakir olan bizleri, ki şu kriz döneminde başka bir yerden daha vurdu. Kayıp büyük, can kaybı çok büyük. Herşeyi yaparsınız, ev yaparsınız, yol yaparsınız

Düşünceler kapalı!

Acılar sırasıyla geliyor. Geçtiğimiz hafta bir iş toplantısı için dışarıdaydım. Taksim'den Elmadağ'a doğru yürüyorum. Zaten iş yerimde hemen Elmadağ'da... Havanın da verdiği güzellik ile yürümek istedim. Trafikte karşıdan karşıya geçeceğim, geçiş hakkı yayaların, ancak bir anda siren sesleri ile beklemek durumunda kaldık. sırasıyla resmi araçlar geçmeye başladı. Korna sesleri durduraksız devam ediyordu. Olayı anlamasam da içim cız etti. Bu kadar siren sesi beni rahatsız etmişti. Sonrasında bir cenaze aracı Türk Bayrağı'na sarılmış olarak önümden geçiverdi. O kadar hızlı geçti ki!... Kimdi, adı neydi bilmiyorum? Ardı ardına başka araçlar da geçmeye başladı siren sesleri eşliğin de... Zaman da sabah saatlerini gösteriyordu... Gün yeni yeni toparlanıyordu kendini. Gün bir yana ben bir yana, herşey dağılmıştı o an; anladım ki geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz şehitlerden sadece bir tanesiydi bu görünen... Belli ki gençti. Tazecik bir insan toprakla bütünleşmek üzere bu dünyada

Hastalandıgınızda acil arayacağınız kaç kişi var?

Resim
Otuz yaşında olup da bana birşey olmaz diyenlerdenim. Hele ekonomik özgürliğü eline alıp da yanlız yaşamaya başlayınca yaşam daha küçük durmaya başladı karşımda. Herşey yolundayken daha bir güçlü oluyor insan, bana birşey olmaz ketum duygusuyla güne merhaba demiştim o gün. Tam da yaz sıcakları güneş en tepede olduğu bir gündü. İşte bugün işe gitme vakti benim için! Sabah erken, zıpkın gibi uyanmış. Pardon o sabah yolculuktan dönmüş, apar topar eve uğramış, valizimi eve bırakmış, hemen üzerimi dökünüp işe gitmek için yola koyulmuştum. Gel de bu sıcak havalarda çalış düşüncesinde günü bitirmeye çabalıyordum. Öğleden sonra ne oldu ise oldu ve sanki iç organlarım yer değişmiş gibi iki büklüm kalıvermiştim. İş yeri dünyanın bir ucunda, yöneticim başka alemlerde ofis dışında ve bu halde nasıl eve giderim tedirginliği ile işten erken ayrılmıştım. Şanssızdım çünkü yaz dönemi ve herkes tatildeydi. Kimi arasam ki? Babam burada yok, ablamlar sözleşmiş gibi ikisi de tatilde! Kardeşim ise toz duman