13 Aralık 2007 Perşembe

Yaşıyorum

Candan Erçetin; ilk kez canlı olarak izleme fırsatım oldu. Sahnede kendisini dinlemek, izlemek çok keyifli ve özeldi.

Candan Erçetin; çok zarifsin. İyiki varsın, iyiki o güzel duruşunla bize güzel şarkılarını söylüyorsun.

Yaşıyorum,
zengin çocukla fakir kızın aşkına
bir türlü kavuşup mutlu olmayışına
gözüm doluyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir
bahçenin yemyeşil canlanışına
kirazın hınzırca çiçek açışına
yüzüm gülüyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir
anlatacak hikayelerim bitmedi henüz
anlaşacak dostlarım tükenmedi
yorgunluk, kırgınlık hepsi gelir geçer
her şeye rağmen yaşamak güzel
düşenin dostunun olmayışına
düzenin buna hiç aldırmayışına
kanım donuyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir
senin beni yanlış anlayışına
çoktandır heyecan duymayışına
canım yanıyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir
söyleyecek şarkılarım bitmedi henüz
söylenecek sözlerim tükenmedi
yorgunluk, kırgınlık hepsi gelir geçer
her şeye rağmen yaşamak güzel

söz AYLİN ATALAY
müzik CİHAN GÜÇLÜ

10 Aralık 2007 Pazartesi

Tesadüf

Tesadüfün pek çok kelime anlamı vardır. Bu anlamlar yaşanılan olaya ve kişiye göre değişir sanırım. Hiç olmayacak şeyler bir anda bir araya gelir. Bu pek çok şey normal şartlarda bir araya gelmesi mümkün olmayan şeylerdir. Farklıdır çünkü. O an çok farklı duygular yaşanır; yaşamda ufak çakışmalar, karşılaşmalar yaratır. Bazıları güzeldir, bazıları şaşırtır, bazıları da acı verir. Sonra geçer ve sadece anısı kalır bize.

Çok iddalı olmak istemiyorum ama yaşadığım tesadüfler pek çoğumuza göre daha bir şaşırma efekti yaratır bende ve çevremde. Bu sayede de yaşadığım, yani tesadüf olarak nitelendirdiğim olaylar artık olağan hal alır oldu.

Yaşadığınız olayda o an orada bulunmanız mı yorar sizi? Yoksa o anda orada olmasaydım ne olurdu gibi hikayeler yaratmak mı?

4 Aralık 2007 Salı

Aşk Acısı Olgunlaştırır mı?

Yaşanılan aşk acısı, aşkı olgunlaştırır mı?

Aşk acısı sadece kişiyi olgunlaştırabilir, aşkın kendisini değil. Zaten olgunlaştırmamalı da, şu kısa hayatta neyle karşılaşacağımız ya da hayatın bize neler sunacağı konusunda birşey bilmezken; aşka karşı olgun olmamalıyız. Her daim çocuk olmalı. Yeniden başlıyormuş gibi yaşamalıyız aşkı. Zaten yaşanılan aşkın acısını hem de bile bile dibine kadar yaşamıyor muyuz? En acı şarkılar dinlenmiyor mu kör vakitlere kadar? Aşkı yaşadığımız dönemdeki karın ağrılarının daha şiddetlisini ayrılık sonrası yaşamıyor muyuz? Çaresizce... Aşkı yaşadığımız zamanlarda içimizde uçuşan kelebekler de tek tek ölür bu acıyla. Belki aşkın olgunluğu da bu acıyı yaşarken gerçekleşir.
Alınan kararlar hep aynıdır; gardını alırsın hemen ve artık daha dikkatli olmak, kendini düşünmek, tam bir bencil olmak gibi...Öyle bir hal alır ki bu; bir süre herşeyden kaçarır insanı. Gözler yarı açık vaziyette baktırır hayata. Ama bu bir dönemdir. Yaşanması gereken bir dönem. Sonra yine, yeniden, her daim bulur seni aşk. Ne kadar kaçarsan kaç; olmadık bir yerden çıkacaktır karşına. Çıkmalı da! En olmadık anında gelmeli. Hiç tanımamış, tanışmamışsın gibi...
Aşk olgunlaşmaz, aşk akıllanmaz, aşk da bencillik yoktur. Adının aşk olduğu herşey kifayetsiz bırakır seni. Ezberlerini sil baştan alırsın; bu yüzden olgunluk yoktur aşkta.
Aşk her daim çocuk olmalıdır...

2 Aralık 2007 Pazar

Çeşitleme

Biraz da ortaya varyasyon olsun:-)

Dünyanın en mutlu erkeği kimdir?
Dünyanın en mutlu erkeği;
Japon karısı, Amerikalı maaşı, İngiliz evi, Çinli aşçısı ve Fransız metresi olan erkekmiş!

Ya dünyanın en mutsuz erkeği kimdir?
Çinli maaşı, Amerikalı karısı, Japon evi, İngiliz aşçısı olan kişiymiş. "Zaten o parayla da Fransız metres tutulmaz."

Kadın ve erkek
Kadın olmak zor iştir. Çünkü, her kadın erkek denilen yaratıkla uğraşmak zorundadır.:-) Conrad
Erkeklerin düştüğü biricik hata, evli olduklarını unutmalarıdır. Lady Effingham
Bir kadın, iyi bir koca yaratabilmek için dáhi olmalıdır. BalzacAdam
ve karısı ADAM pazar sabahı uyanmış ki karısı yatağın başucunda dikiliyor. Üzerinde gecelik... Elinde kırmızı kadifeden bir ip... Fısıldamış kadın, en seksi yatak odası sesiyle "Beni bağla, ne istersen yap erkeğim!"Adam bağlamış kadını... Ve... Balığa gitmiş!..

İyi Pazarlamacı
Bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu en büyük çarşı-marketinde herşey ama herşey satılmaktadır. Patron sorar:"Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?" Çocuk cevap verir, "Evet köyümde bu işi yaptım." Patronun gözü çocuğu tutar, "İyi yarın başlıyorsun, akşama ilk günü değerlendiririz." Ertesi akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır, "Evet, bugün kaç satış yaptın?" Çocuk, "Bir" "Ne bir mi? Diğerleri 20 -30 satış yaptı, nasıl bir? Kaç Dolar tuttu peki?" "300.000$" Patron şaşırır, " Nasıl becerdin bunu" der. Çocuk cevap verir,"Adama başta küçük boy olta, sonra orta, sonra da büyük boy olta sattım. Adama nerede balık tutacağını sordum, "kıyıda" deyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim, tekne bölümüne indik ve çift motorlu bir yat sattım.Vos vosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4.4 bir jip sattım."Patron şoka girer, "Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın?" Genç çocuk cevap verir:"Yoo, aslında karısı için bir tane ağda istemişti, ben de ona şöyle dedim, Hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git!"

Saat
SAATLERİN geri alınacağını duyan Dursun, evdeki tüm saatleri toplayıp, "Bunları geri al" diye saatçiye götürmüş. Saatçi Temel, uyanık bir gülümsemeyle Dursun’a; "Yemezler, bir saat geri alınacak. Sadece bir tanesini geri alırım" demiş.

Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup "Burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş" desin.Martin Luther King

8 Mart

Kadın Üzerine – Nazım Hikmet Kimi der ki kadın, uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın, yeşil bir harman yerinde dokuz zil...