Kaz Dağları Gezdikce IV
Bu sabah çok çok erken uyandım, ancak bir şeyi de atlamıştım. Bugün saatler bir saat geri alınıyordu. Erken kalkma isteğim ister istemez beni bir saat daha geriye atmıştı. Oda arkadaşım Derya bu durumdan çok memnun değildi, odada sabahın köründe hızlı hareket ediyordum, içeriye temiz hava girsin diye bir de pencereyi aralamıştım. Çünkü bugün buradan ayrılıyorduk ve valizimi toplayıp her şeyin hazır olmasını istemiştim. Odamızı toparlamış ve kahvaltı için otelin bahçesine inmiştik. Mis gibi çam ağaçlarının kokusu, pırıl pırıl bir hava var dışarıda, keşke daha da erken uyanmış olsaydım diye geçirdim içimden:) Biz saatin halen 07:00 olduğunu düşüneduralım. Etraf sessiz, otel bahçesinde bizden başka kimseler yok … Otel görevlileri bizden korkmuş bile olabilir, en geç yatan, ve en erken kalkan müşteri grubu… Atakan da bir süre sonra bize katılıyor ve bulunduğumuz Yeşilyurt Köyünü turluyoruz… Köy meydanında da kimseler yok, sokak köpeklerinden başka…. Etrafın bu kadar tenha olması da işim...