14 Mayıs 2025 Çarşamba

Zamanın İçinden Geçerken

Anda kalmak ve zamanın kıymetini hatırlamak üzerine bir deneme Zaman, çoğu zaman fark etmeden elimizden kayan bir şey. Günlerin nasıl geçtiğini anlamadan, bir bakmışız bir hafta bitmiş, bir ay geçmiş, mevsim değişmiş. Oysa her an, kendi içinde bir bütünlük taşıyor. Yaşadığımız her saniye, bize ait. Ama biz genellikle orada değiliz. Anda kalmak, çoğu kişi için romantik bir fikir gibi görünebilir. Oysa bu, sadece bir farkındalık meselesi. Hayat yalnızca şu anda yaşanıyor. Ne geçmiş geri gelecek, ne gelecek bizim kontrolümüzde. Yine de zihnimiz bu iki uç arasında gidip geliyor. Ya geçmişte kalan bir konuşmaya takılıp kalıyoruz ya da henüz yaşanmamış bir olayın senaryosunu kuruyoruz kafamızda. Ve elimizdeki tek şey olan “şimdi”yi, sessizce kaçırıyoruz. Günlük hayat koşturmacası içinde fark etmeden yaşayıp gittiğimiz o kadar çok an var ki… Bir yürüyüş sırasında kulağımıza çalınan bir melodi, balkona vuran sabah ışığı, çayımızı yudumlarken durup düşünmeden geçen sessizlik… Bunlar, küçük gibi görünen ama hayatın özü olan anlar. Anda kalmak demek, bunları kaçırmamak demek. Zihni susturmak değil, sadece farkında olarak orada bulunmak. Zamanın kıymeti de burada gizli. Elinden kayıp giden bir şeyin ardından üzülmek yerine, o zamanı yaşarken içinde olmak. Acele etmeden, geçmişe saplanmadan, geleceği planlamaya takılmadan… Sadece şu anı hissederek. Çünkü hayat, planlara değil, deneyimlere dayanıyor. Hayat dediğimiz şey aslında ne geçmişin tozunda ne de geleceğin sisinde… Tam burada, şu an, olduğumuz yerde. Ben artık hiçbir şeyi ertelememeye çalışıyorum. Sevgimi, şefkatimi, teşekkürümü, vedamı, kararlarımı… Çünkü ertelenen her şey zamanın içinde kaybolup gidiyor. Ve her “daha sonra” dediğimizde, aslında var olan tek gerçeklikten biraz daha uzaklaşıyoruz. Zamanı kontrol edemem ama onu nasıl yaşadığım bana bağlı. Artık günüm nasıl geçiyor değil, ben günün içinden nasıl geçiyorum, ona bakıyorum. ⸻ Kendimce bir not: Bugünlerde sık sık düşünüyorum; hiçbir şey sonsuz değil ama çoğu şey tam da gerektiği gibi gelip geçiyor. Bazen tutmak istediklerimi bırakmayı, bazen de akışta karşıma çıkanlara direnmemeyi öğreniyorum. Hâlâ öğreniyorum… Ama bir şeyi artık daha iyi biliyorum: Hayat tam şu anda oluyor. Ve ben, tam burada olmak istiyorum

8 Mart 2025 Cumartesi

8 Mart

Kadın Üzerine – Nazım Hikmet Kimi der ki kadın, uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın, yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayâlimdir, boynumda taşıdığım vebâlimdir. Kimi der ki hamur yoğuran, kimi der ki çocuk doğuran. Ne o, ne bu; ne döşek, ne köçek, ne ayâl, ne vebâl. O benim kollarım, bacaklarım, başımdır. Yavrum, annem, karım, kız kardeşim, hayat arkadaşımdır. Nazım Hikmet ⸻ 8 Mart Üzerine Bir Düşünce Bugün neden 8 Mart diye düşündüm ve kendimce bir araştırma yaptım. Öncelikle 8 rakamının anlamına baktım: • Çift kare ile ifade edilir ve dayanıklılığı simgeler. • Dörde bölündüğünde bile dengeyi korur. • Doğum sayısı olarak 8, iş demektir. • Kararlılığı ve büyük başarıları temsil eder. • Güçlü liderlik yeteneğini ve stratejik zekayı simgeler. Sonra Mart ayına baktım: • Mart, Gregoryen Takvimi’ne göre yılın 3. ayıdır ve 31 gün çeker. • Eski Roma’da “Martius”, savaş tanrısı Mars’a adanmıştır. • Tarihte birçok önemli olay Mart ayında gerçekleşmiştir: • 21 Mart, Türk kültüründe yılın ilk günü sayılır ve Nevruz Bayramı olarak kutlanır. • 12 Mart Muhtırası (1971): Türk Silahlı Kuvvetleri’nin verdiği bir muhtıra. • 31 Mart İsyanı (1909): II. Meşrutiyet döneminde çıkan ayaklanma. Dünya Kadınlar Günü’nün 8 Mart’ta kutlanmasının tesadüf olmadığını fark ettim. Kadın, tarih boyunca sadece bir kimlik değil, bir denge unsuru, bir mücadele, bir emek ve bir hayat kaynağı olmuştur.

23 Şubat 2025 Pazar

Güvenli Şehir: Dubai

Dubai: Güvenliğin ve Konforun Şehri Dubai, yeniliklerin şehri. Orada gördüğüm her şey için “Bunu da mı yapmışlar?” diye düşündüğüm anlar oldu. Şehri ziyaret edenler için her detay ince ince planlanmış, hizmet sektörü aksaksız işliyor ve turistlere kusursuz bir deneyim sunuluyor. Her şey düşünülmüş, alternatifler bol, görsellik ön planda ve herkesin kendini özel hissetmesi sağlanıyor. Ancak beni en çok etkileyen şey bunlar değildi. Seyahatimin son gününde yaşadığım bir olay, Dubai’nin farklı bir yönünü deneyimlememi sağladı. Yurt dışında başınıza gelebilecek en kötü durumlardan biri pasaportunuzu veya telefonunuzu kaybetmektir. Ben de bu talihsizliği yaşadım: Telefonumu kaybettim. İlk başta paniğe kapıldım. Nerede düşürdüğümü hatırlamıyordum ve bulmak için aradığımızda telefonum kapalıydı. Arkadaşım, bu durumda bulmanın neredeyse imkânsız olduğunu söyledi. Bende moraller baya aşağı geldi. O gün alışveriş yaparken telefonumu bir mağazada unuttuğumu düşünüyordum. Hemen mağazaya gidip sorduk ama bulamadılar. AVM güvenliğiyle iletişime geçtik, form doldurduk. arkadaşımın telefon numarasını aramalark için bıraktık. akşam katılmamıs gerekli bir program olduğundan Avmde beklememe kararı aldık ve otele doğru yola çıktık. Ben yeni telefon almayı düşünürken, arkadaşımı avm güvenliği aramış ve telefonumun bulunduğunu söylemiş. Sağolsun ilgili kişi akşam bulunduğumuz noktaya telefonu getirebileceğini söyledi ve akşam telefonum eksiksiz ve çalışır halde bana teslim edildi. O an büyük bir rahatlama hissettim ve Dubai’nin güvenlik konusunda ne kadar ileri bir seviyede olduğunu bizzat deneyimlemiş oldum. Bir şehirde en önemli unsurun güvenlik olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. Telefonumu kaybettiğim an hissettiğim çaresizlik ve stres, güvenlik ekibinin hızlı çözümüyle bir anda kaybolmultu. Arkadaşım ise “Helal para ile alınan şey muhakkak sahibine döner.” diyerek bu durumu biraz daha mizahi bir şekilde yorumladı. Sonuç olarak, Dubai sadece lüks ve gösterişten ibaret bir şehir değil; aynı zamanda düzenli, güvenli ve huzur veren bir şehir. Eğer bütçenize uygunsa, Dubai gezisi kesinlikle görülmeye değer. Bizim gezimiz dolu dolu geçti, ancak onu anlatmak başka bir yazının konusu olacak. sevgiler

Zamanın İçinden Geçerken

Anda kalmak ve zamanın kıymetini hatırlamak üzerine bir deneme Zaman, çoğu zaman fark etmeden elimizden kayan bir şey. Günlerin nasıl geçti...