İçsel Dönüşüm Notları : Bölüm 1 - “Kimsenin Ne Düşündüğü Umurumda Değil” Diyebilmek

 İnsanın kendi sessizliğinde yankılanan en çarpıcı cümlelerden biri şu olsa gerek: “Kimsenin ne düşündüğü umurumda değil.”

Bu cümleyi ilk kez düşündüğümde, bir tür duyarsızlık gibi gelmişti. Oysa şimdi, bunun duyarsızlık değil; duyguların, beklentilerin ve kendinden ödün vererek yaşanan yılların arasından süzülüp gelen en sade özgürlük hali olduğunu anlıyorum.

“İnsan, özgür doğar ama her yerde zincire vurulmuştur.” Jean-Jacques Rousseau

Zincir dediğimiz şey bazen bir bakış, bazen bir susuş, çoğu zaman da bir iç ses: “Bunu yaparsam ne derler?”

O iç sesi susturmak yıllar alıyor. Hele ki kendinden önce başkalarını düşünen, sevilmeye yatırım yapan bir kalbin varsa…

Ama sonra bir sabah uyanıyorsun. Aynaya bakarken artık kendine başka bir gözle bakıyorsun. “Ben buradayım.” diyorsun.

Başkasının gözündeki yansımana değil, kendi içindeki berraklığa tutunuyorsun. İşte o an, yıllarca örülen kabuğun çatladığı an.

“Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü, aslında onların problemi.” Elizabeth Gilbert

Ve evet, senin değil.

Kendi içinden yürüyen bir nehir gibi, artık başkalarının kıyılarından su almak zorunda değilsin.

O nehir, yeterince derin ve yeterince gerçek.

“İnsan, onaylandığı yerde değil, anlaşıldığı yerde yaşar.” Nietzsche

Bu yüzden artık onay peşinde koşmuyorum. Anlamayanı ikna etmiyorum. Uzaklaşana tutunmuyorum.

Çünkü biliyorum ki, gerçek özgürlük; görünmek değil, var olmaktır. Kalabalığın ortasında bile kendi içinin ışığını söndürmemektir.

Ve belki de en çok bu yüzden, artık başkalarının düşüncelerinin gölgesi üzerime düşmüyor.

Ben kendi ışığımdayım.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Prensip sahibi olabilmek

Etekleri Zil Çalmak

Birşeyi çok istersen olur ya da olmaz...mı?