Prensip sahibi olabilmek
Yaşama tarafsız gözle bakıldığında, hiçbir kuralsızlık, dağınıklık veya katı bir kuralcılık görmeyiz. Kainat herkes için aynı şekilde yaratılmış, kimse için özel kurallar konulmamış. Herkes için zaman aynı şekilde ilerliyor. Hergün güneş aynı şekilde doğuyor. Gün bitiminde de güneş aynı şekilde batıyor. Mevsimler sırasıyla yaşanıyor. Böylelikle mevsimin bize getirdikleri yaşamın kaynağını oluşturuyor. Bu oluşumlar bir şekilde doğanın kendi kurallarını ve bu sayede de güven hissini yaşatıyor bize.
Birey olarak da kendi iç dünyamızda oluşturduğumuz ilkelerimiz var. Bu doğduğumuz günden başlıyor; ailede. Bunlar ev içinde bulunan herkesi bağlayan ve ilişkileri bu sayede huzurlu olarak gelişmesini sağlaması, karakterimizi şekillendiriyor. Prensip sahibi olan ailenin, bazı kurallar koyması despot olmak anlamında algılanmamalı.
Artık ailemizden ayrıldığımız, kendi ayaklarımız üzerinde durmaya başladığımızda, oluşturduğumuz ilkeler yaşamı sağlıklı olarak sürdürmemizi kolaylaştırır. Kuralsızlık üzerine kurulan ilişkiler bir süre sonra yaşam sürecini zorlayabilir. Kuralsızlıktan kastım disiplin üzerine, kesin uyulması gerekli kurallar anlayışı değil. Karakterimizi ortaya koyan, bizim iç huzurumuzu sağlayan. İlişkilerimizi düzenli olarak devam ettiren,yani bizi tanımlayan ilkelerimiz. Yoksa hepimizin sonsuz istekleri var, ama yaşam bunları gerçekleştirmemiz için aynı şartları sunmuyor bize. Bir anlamda farkında olmak ve olmasını sağlamak adına yaşam sürecimizi sağlıklı şekilde devam ettirebilmek adına bu ilkelere ihtiyacımız var.
Artık ailemizden ayrıldığımız, kendi ayaklarımız üzerinde durmaya başladığımızda, oluşturduğumuz ilkeler yaşamı sağlıklı olarak sürdürmemizi kolaylaştırır. Kuralsızlık üzerine kurulan ilişkiler bir süre sonra yaşam sürecini zorlayabilir. Kuralsızlıktan kastım disiplin üzerine, kesin uyulması gerekli kurallar anlayışı değil. Karakterimizi ortaya koyan, bizim iç huzurumuzu sağlayan. İlişkilerimizi düzenli olarak devam ettiren,yani bizi tanımlayan ilkelerimiz. Yoksa hepimizin sonsuz istekleri var, ama yaşam bunları gerçekleştirmemiz için aynı şartları sunmuyor bize. Bir anlamda farkında olmak ve olmasını sağlamak adına yaşam sürecimizi sağlıklı şekilde devam ettirebilmek adına bu ilkelere ihtiyacımız var.
Son zamanlarda çokça karşılaştığım için özellikle bu konu hakkında birşeyler yazmayı istedim. Prensipli ya da ilkeli olmak hayata düz bakmak ya da yukarıda da dediğim gibi despot olmak anlamında değil.Ya da etrafıma baktığımda kaç tane prensip sahibi insan var ki(?) bence bir elin parmaklarını bile geçmiyor(!).
Daha çok kıvırmayı marifet bilen kişiler çoğunlukta. Bir de bu kişilere saygı üst sıralarda maalesef. Yaşamları boyunca tutarsızlık yaşamış, hangi noktada karar vereceğini bilmeyen, bir gün farklı öbür gün farklı davranan ,"Modernlik" adı altında özel hayatlarını gözümüze sokan, kendi sınırsız, ilkeden ve anlayıştan yoksun yaşam şekilleriyle, etrafındaki insanların özgürlüklerini kısıtlayan kişiler bunlar.
Benim için ancak işlerinde uzmanlık kazanmışsa, sadece bu yüzden saygıyı hak ediyorlar. Çünkü takıntıları nedeniyle sosyal yaşantılarında pek saygı görmezler. Bu anlamda da ilişkileri uzun süreli devam etmez. Hep aynı noktada düşünürler; çıkar ilişkileri söz konusudur çünkü.
Prensip sahibi olmak; yaşanılan olumsuz ve rahatsız edici bir durumda, o olaya neden olan ne ise onu kesin olarak "yok" saymaktır. Bunu soyutlamak ve geriye dönmemek. Çünkü olmaması gereken birşeye bir kez göz yummak, bundan sonra olayın tekrarını hep mümkün kılar. Bazı zamanlarda iyi niyet nedeniyle bu olaylar göz ardı edilebilir. Ama yine de bu durum çoğunlukla iyi niyeti süistimal olarak bize geri döner. O yapılmaması geren şeyi kabul etmek, artık olağan karşılanır ve değersizlikler silsilesi baş gösterir.
Bu noktada bu tutarsız ve anlayıştan yoksun davranan kişilerden prensip sahibi olmalarını beklememek gerekir. Çünkü hep kendilerine destek arayışındadırlar. Her ne kadar bu tarz insanlar etrafımızda çokça varlığını hissetirseler de,"anlamayı" ve "kontrolu" bilmedikleri sürece benim gözümde saygıyı hak etmiyorlar.
Bir de Prensip sahibiyim diye geçinen kişiler vardır. Bu kişiler prensip sahibi olmanın anlamını beyaz çorap giymemek ya da arabamın rengi siyah olsun diye algılayan insanlardır.Bu kişiler prensip olarak "hayır" cevabını "red edilmek" olarak algılarlar ve anlayıştan yoksun halleriyle statülerini son noktasına kadar kullanarak var olmaya çalışırlar.
prensip sahibi olmak; siyah elbisenin altına kahve rengi ayakkabı uymaz demek değildir.
prensip sahibi olmak; hesabı erkek öder demek de değildir.
Yorumlar
Prensip sahibi olmak menfaat ugruna ilkelerinizden vazgecmemektir. Sizin normal sartlar altinda yapmayacaginiz bir hareketi size bir "hediye" karsiligi yaptiramamalaridir
ne kadar guzel ozetlemissiniz? prensip olarak cumle kurulumlariniz ve anlatim cok basarili :) Yorumunuz icin de ayrica tesekkurler.
sayg
Fe