19 Mayıs 2025 Pazartesi

Yetmiyor Yol – Adım Adım Kafayı Toplama Rehberi

 Günde 18.000 adım atıyorum. Dile kolay!

Google Maps şaşırıyor, sağlık uygulamaları “bu gerçek olamaz” diyor, ben ise sadece yürüyorum… çünkü başka çarem yok.


Canım sıkkın mı? Yürürüm.

Yalnız mıyım? Yürürüm.

Birinin saçma bir mesajı mı sinirimi bozdu? Adımlarımı hızlandırırım.


Eskiden yürüyüş “spora başlamadan önce ısınma” gibiydi.

Şimdi başlı başına bir terapi, bir kaçış değil; bir dönüş.

Adeta ruhun “kas hafızası” oluştu — nereye gitsem kendimi yanımda buluyorum.


Ama neden yürüyorsun bu kadar?

Birincisi: Oturunca hayat akmıyor, kilo alınıyor, moral çöküyor.

İkincisi: Yürürken beynin çözülemeyen her şeyin cevabını fısıldıyor.

Üçüncüsü: Aynı dertle evde otursan bir avuç çikolata, bir porsiyon börek ve ardından gelen “neden yedim ben bunu” dramı var.

Yani yürümenin yan etkisi: sadece güzel bacaklar ve berrak kafa.


Üstelik artık yürüdüğüm yollar da yetmiyor.

Ciddi söylüyorum, parkurun sonuna gelip dönmek sinirimi bozuyor :))


Bir gözlem:

Yürüyen insanlar sessizce içsel devrim yaşar.

Görünüşte “sadece yürüyordur”, ama o adımların içinde:

– soru işaretleri sindirilmiş,

– alınamayan cevaplar unutulmuş,

– ve o tatlıyı neden yediğini kabullenmiş biri vardır.


Artık mesele kilo vermek değil, kendini yolda tutmak.

Yürüdükçe duygular dengeleniyor, kafanın içindeki “ya eğer?” soruları sessizce dağılıyor.

Çünkü yürüyen biri şunu bilir:

İstanbul’un en güzel yanı da burada devreye giriyor:

Sahil. Özellikle Anadolu Yakası.

Uzun yürüyüşlerde sadece bedenin değil, kafan da denizle birlikte açılıyor.

Bir de hedefin varsa — sağlıklısındır ama üstüne kilonu da dengelemek istiyorsundur — işte o zaman yürüyüş, hayatına küçük küçük zaferler getiriyor.


Bir de bonus: Yolda dinlediklerin.

Ben mesela TRT Dinle’den radyo tiyatrosu dinliyorum.

İnanılmaz iyi eserler var, seslendirmeler efsane.

Geçen gün Hamlet’i bitirdim. Ne diyeyim, ha hayyyttt!

Ve sonra, kimse dönüp şunu demiyor tabii:

“Aa bu arada… altı kilo da kendiliğinden gitmiş, haberin olsun!”

Evet, evet… kimse demiyor ama ben biliyorum.


Adım adım kendime yaklaşıyorum.

Yollar yetmese de ben yetiyorum.

Ve bu bana fazlasıyla yetiyor.


Hiç yorum yok:

Her Şey Bir Kapıdır: Zen

  Yaşamak, bir pusulanın kuzeyi göstermediği bir denizde rotasız ilerlemeye benzer. Filozof Herakleitos’un dediği gibi, “Aynı nehirde iki ke...