“Kimsenin Ne Düşündüğü Umurumda Değil” Diyebilmek: Sessiz Bir Devrim
İnsanın kendi sessizliğinde yankılanan en çarpıcı cümlelerden biri şu olsa gerek: “Kimsenin ne düşündüğü umurumda değil.” Bu cümleyi ilk kez düşündüğümde, bir tür duyarsızlık gibi gelmişti. Oysa şimdi, bunun duyarsızlık değil; duyguların, beklentilerin ve kendinden ödün vererek yaşanan yılların arasından süzülüp gelen en sade özgürlük hali olduğunu anlıyorum. “İnsan, özgür doğar ama her yerde zincire vurulmuştur.” – Jean-Jacques Rousseau Zincir dediğimiz şey bazen bir bakış, bazen bir susuş, çoğu zaman da bir iç ses: “Bunu yaparsam ne derler?” O iç sesi susturmak yıllar alıyor. Hele ki kendinden önce başkalarını düşünen, sevilmeye yatırım yapan bir kalbin varsa… Ama sonra bir sabah uyanıyorsun. Aynaya bakarken artık kendine başka bir gözle bakıyorsun. “Ben buradayım.” diyorsun. Başkasının gözündeki yansımana değil, kendi içindeki berraklığa tutunuyorsun. İşte o an, yıllarca örülen kabuğun çatladığı an. “Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü, aslında onların problem...