Kayıtlar

Haziran, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Senin adın Boncuk, senin adın da???.... Dut olsun!!"

Resim
Nereli olduğumu sorduklarında; Çanakkale derim. Canım annemin memleketi ve çünkü ben burada büyüdüm . Havasını sevdiğim, denizine aşk olduğum, anılarımla dolu.... Sessiz, iddası kendi özünde gizli, her daim keşfe hazır.... Sade... 21 Haziran sakin bir gün, geç kaldım galiba; deniz otobüsünü kaçırmak üzereyim. Fazla bir eşya almıyorum yanıma, hemen acele ile bir taksiye biniyorum ve Yenikapı iskelesindeyim. Şükür ki zamanında gelmişim. Terminal oldukça kalabalık görünüyor. Dikkat ediyorum etrafda şirin şeker bebekler var. Anlaşılan herkes ailecek tatil için yollarda bugün. Havaların bu kadar sıcak olması nedeniyle bu küçük kaçışın iyi geleceğini düşünüyorum. Şanslı olduğumu hissederek istediğim zaman böyle kaçabileceğim şehre yakın bir yer olması keyiflendiyor beni. Yolculuk tahmin ettiğimden daha kısa sürüyor. Bu arada yeni bir kitap okumaya başladım. Kitap o kadar akıcı ilerliyor ki, bir an önce bitirme çabasındayım. Bu nedenle iki saatin nasıl geçtiğini anlamıyorum bile... Hava tam
Resim
Belki olgunlukla ilgili, belki de yaşama karşı duruşla. İçinde bulunduğum hal ya da durumu değişime tercih ediyorum. Bu korkaklık olarak algınabilir ama bence değil. Belki de en cesaretli anlarımı yaşıyorum ama cesaret de hissetmekten ibaret değil mi? Algılamak ve yorumlamak. Biraz öncesine dönüyorum; en son ne zaman cesaretli davranıp bu duyguyu hissetmiş olabileceğim aklıma geliyor... Konuşma gereği bile duyulmadan giden. Adını koyamadığım bir hal içinde sorgularım baya bir derinlere gidiyor... Bazen bir şeyleri yaşamadan neler olacağını tahmin edersin. Ama bunu bile bile yine de gidersin. Bu tercihin ile artık pek çok şey geride kalır, bu da seni sızlandırır. Çok dürüst olduğumu düşünürüm, bu belki aptallık noktasında yorumlanabilir ama en doğru tercih artık bu noktadan sonra bir daha görüşmemek olur. Çünkü bu sayede geriye dönmenin acısı ortadan kalkar. Duruş. Ve her zaman karşılaşma ihtimaline karşılık, nasıl birşey bilmiyorum ama sanırım doğanın gücü sayesinde iki yabancı insan o

.....

Resim
Şu anın tadını sorsalar bilmiyorum ben. Şu an çok mutlu olmak, şu an çok üzgün olmak. Benim için ya bir adım geride kalır duygular ya da ilerisi merak edilir. Dürüst olmam gerekirse şuanki duyguların yoğunluğunu ender yaşarım. Geri dönüp baktığım zamanlar haricinde mutlu olduğum anları çok bir anımsamam, ancak durup da düşündüğüm zamanlarda mutluluk hissini yaşarım. Benim yeteneğim "ya da lanetim diyebiliriz" nostaljiye bağımlılığım. Bazen aşırı mükemmeliyetçi olduğum söylenir. Gizemdir benim için önemli olan, gizem ortadan kalktığı anda kalbin arzularını görmezden gelmeye başladığım için en ufak detaylar dikkatimi çeker ya da çekmez.... Oysa gerçek tüm bunlardan çok daha yalın. Mükemmelin var olmayacağını, var olduğunda da basit bir sıradanlıklar toplamı olduğunu biliyorum. Belki de asıl zaafım dikkafalık benim. İşin aslı bu sayade uzaktan baktığımda" ve bazen çok geç olmakla birlikte" kaderin ve tesadüflerin nasıl çark ettiğini fark ediyorum.

şarj

Resim
Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim. İyi arkadaş gördüm, dost sevdim doyasıya, hasret kaldığım denizi gördüm, kucakladım denizimi, dalgalarla oyunlar oynadım. Erken uyandım; güneşe merhaba dedim. Akşam oldu ay ışığında gökyüzünü sevdim. Paylaşım buldum herkesde, sevgi aldım, hoşgürü aldım, güleryüz verdim etrafa.... koştum koşabildiğim kadar, en derin nefes ile atladım masmavi denize... kısa sürdü ama, en güzeli de bu geldi bana... doya doya tadını çıkarttım, zamanı bir kenara attım, sanki iki gün değil de çok uzun kaldım burada... Çanakkale'ye gittim hafta sonu; en doğalından özlediğim duygular bunlar hep yaşadıklarım... Sevgiler...