Kayıtlar

aşk etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İlişkilerde Dönüşümün İzleri: Gölge Yanın ve Sen

 Hayatın içindeki bazı ilişkiler, sıradan karşılaşmalar değildir. Onlar birer eşik gibidir; bizi kendimizle yüzleşmeye davet eder. Başlangıçta güvenli görünen yakınlık, zamanla görünmez bir sınava dönüşür. Çünkü bir taraf kendi yaralarını saklamaya çalışırken, diğer taraf farkında olmadan daha fazla sorumluluk üstlenir.  Kendini Gizleyen İnsanın Psikolojisi:  İnsanın en büyük çıkmazlarından biri, yakınlaşma isteği ile ondan duyduğu korku arasındaki çelişkidir. Bazıları sevmeyi ister ama sevmeyi göstermekten kaçınır. ( Buna uzmanlar kaçıngan kişilik demişler. ) Çünkü sevgi, kırılganlığı açığa çıkarır. Bu yüzden duygularını saklar, mesafe oyar, geri çekilir. Fakat bu gizlenme hali, eninde sonunda ilişkinin görünmez sınavına dönüşür. Dengenin Kırıldığı Nokta:  Sessizlikler, geri çekilmeler, kontrol çabaları derken ilişkide görünmez bir dengesizlik doğar. Albert Camus'un dediği gibi:   " Kışın ortasında, içimde yenilmez bir yaz olduğunu keşfettim ". İşte tam da bu k...

Nazım'dan Piraye'ye

Resim
Nazım'dan Piraye'ye “ Yeryuzunde hicbir insan, hicbir insana benim sana yaptigim kötülüğü yapmamistir. Bütün bunlara ragmen gel! Sana “gel” diyecek kadar yüzsüz ve alçaksam ne halt edeyim, Öyleyim iste! Fakat gel! Ve benden nefret ederek, beni hor hakir görerek de olsa, beni bir daha yalniz birakma!"

La Môme

Resim
Bugün film partisi yapmak istedim. Ancak ilk film ile nokta atışı yapmışım, bu sayede hala kendime gelmiş değilim... "Kaldırım Seçesi", Edith Piaf'ın hayatını konu alıyor. Film bir tarafa, müzikler bir tarafa, hikaye bir tarafa, en önemlisi Marion Cotillard oyunculuğu müthiş! Tüm bunlar sayesinde Edith'la birlikde ben de aşık oldum film boyunca... Filmin ortalarına doğru Marlene Dietrich'i dahi görmeniz mümkün... Film, Yirmialtıncı Uluslararası İstanbul Film Festivalinde'de gösterilmişti. O kadar ki kapalı gişe oynamış ve herkesin izlemesi mümkün olmamasına üzülmüyorum, bi lakis müthiş bir film.... iyi seyirler...

seni

Resim
Ben kazanıcam! seni... Hayatım boyunca mücadele ettimse... Bu kadar mücadele sonucunda da... Kulağına gelip sadece fısıldıyacağım; seni seviyorum! seni!

Bakış Açısı

Son zamanlarda çokça duyduğum bir laf, bana göre en kestirmeden bir kaçış gibi... Prensip den farklı bir anlamı olmasına rağmen sanki aynı anlama geliyormuş gibi ifade edilmekde... Hani bu bir trend ise öncelikle neye karşı bir bakış açısı oluşturduğumuz, sonrasında katılmadığımız konular dışında nelere katıldığımız önemli... Özentilerle dolu bakış açıları, bakış açımızı ne kadar genişletebilir? Bu anlamda her döneme ayak uydurmak adına farklı bakış açıları ile yaşamda yer edinmeye çalışmak üzücü... İşin aslı asıl sevgi/aşk olgusunda bakış açısından bahsetmek istiyorum; günümüz ilişki anlayışında sevmeden, sevişmek!... İlk önce sevişiyorsun, sonra sevmek için uğraşıyorsun. Eğer sevemiyorsan, en doğalından ten uyumumuz yok demek! Hiç düşündünüz mü bunun sıkı sıkıya sarıldığımız aşka bakışımızı nasıl etkilediğini... Peki ten uyumu ne demektir allah aşkına? Çok büyük açıklamalar yapmak doğru olmayacak ancak şu değil midir ilişkiyi başlatan; O ilk gördüğün anda seni büyülüyorsa ten uyumu ...

Yeniden Başlasın!

Resim
Resim
Kendi olarak, sana gelen- sana gereksinimi olmadan, seni isteyen- sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen- kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- - Oruç Aruoba

Her an fırtına çıkabilir

Resim
Baba/William; -Önemli olan söylediklerin değil söylemediklerin... Esass kız/Susan; -Belki de dinlemiyorsun.. Baba/William; -Dinliyorum..ne ufacık bir heyecan görüyorum ne de bir sevinç belirtisi.. bu ilişkideki tutku baştan karalara bile az gelir..kendini bırakmanı istiyordum oysa.. havaya uçmanı istiyordum.. öyleki eteklerin zil çalsın..delicesine mutlu ol... mevleviler gibi dans et.. Biliyorum öyle kolay değil.. ben derim ki bırak şansın seni yönetsin.. aklını değil kalbini dinle ama kalbinin attığını duymuyorum.. çünkü işin aslı hayat bu olmadan yaşanmasa da olur.. koca bir ömür tüket fakat bir kez bile aşık olma.. yaşamış bile sayılmaz insan.. ama denemek zorundasın.. çünkü eğer denemediysen yaşamamışsın demektir.. açık ol.. kimbilir..fırtına her an çıkabilir.. Bu filmde herkesin aksine benim kahramanım "Anthony Hopkins" olmuşdu...
Resim
City Of Angels; Benim kült filmlerim arasındadır. İlk sıralarda... Ancak her izlediğimde farklı bir düşünce sarıyor beni... İlk izlediğimde Nicolas Cage'i aşık olduğum kişiye benzetmişdim! Hala benziyor o ayrı... Sonraki izlenimlerim de aşk üzerineydi ancak biraz daha gerçek yaşam yorumları ile bakmışdım filme. Bugün ise film içinde tek bir sahneye odaklandım! Ekli fotoğrafın olduğu sahne bu! Günümüz ilişkilerinde tek kriter kariyer ve bununla beraber maddiyat hakim hep. Aslında evliliklerin çoğu biraz da para üzerine kurulu değil mi? Ben de paranın önemli olduğunu düşünüyorum ancak bir sınıflama yapmıyorum! Herşeyden önce bulunduğun konumda zaten birşeyler kendinliğinden gelişiyor. Sana ulaşması zor olmuyor, değerini kaybetmeden tercihlerini özgürce yapabiliyorsun, yapabilmelisin! Yaşamın kendisi bir mücadele değil mi zaten? Filmde dikkatimi çeken konu şuydu; esaskadın, bir doktor ve başarılı bir kişi... Hayatına tahmin edemeyeceği özel bir kişi giriyor. Bu kişinin somut olarak ta...

Dört Mevsim Huzur; Senle...

Dört Mevsim Huzur Seni ilk gördüğümde herşey sade İlerleyen tanışmalar, Sonradan farkına vardığım, ardı ardına aklıma düşen sen. Dünlerde aradığım, bir anda yanımda bulduğum sen. Parıldayan çimen rengi gözler. Bir gülüşünle eşsizleşen yüz ifadesi. Yanındayken başka duygular Tarifsiz bir huzur. Bu duygu öncesinde aradığım, bulduğumu düşündüğüm ancak yanıldığım... İşte senle yaşadığım; güven! Bunun için çok değerlisin, bunun için sonsuz mücadelem. Seni ilk baharda tanıdım...( aslında bir yaz mevsimi mi demeli buna?:)) Daha ne mevsimler geçer bilinmez ancak; ben dört mevsimi de senle yaşamak isterim. İzin verirsen; dört mevsim de huzur senle....

azı çoğu; işte bu!

Resim
En çok ben, en çok ben! Hakettiğimi düşündüğüm en çok ben! Mücadele verdiğim ve beklediğim en çok ben! Bu yüzden en çok ben güldüğüm kendime! En çok ben merak ettiğim ne olacak diye? En çok ben, en çok ben! En hızlı ben koştum, En uzağa ben kaçtım belkide! En çok ben değer verdim! En çok ben Hatırladım seni! Hatırımda kaldın, Hatıralarımda kaldın! En çok sen en çok sen... Belki de bir tek sen vardın; iyiki de sen vardın! En çok sen, en çok sen değer verdin! Değerden öte sen kendindin. En çok biz! en çok ikimiz! azı çoğu... kaç yıl geçti aradan...

Geç olsun, ancak güç olmasın!

Resim
Son zamanlarda yaptıklarım hedeflerimin önüne geçemedi... Sevgim, cesaretimin önüne geçemedi... Çoşkum, tembelliğimin önüne geçemedi... Kahkahalar, gülücüklerimin önüne geçemedi... Cesaret, cesaret, cesaret; hepsi cesaretten ibaret... Çok severek mırıldandığım şarkı, müziğin önüne geçemedi. Şaşkınlığım, gerçeğin önüne geçemedi. Uykusuzluğum nedeniyle, adımlarım hızlı davranıp, işe yetişme telaşında, servisi yakalamak için bir adım öne geçemedi. Bugün Pazartesi günü, Pazartesi bile Salı gününü geçemedi, hafta Salı günü ile başlayamadı... Aşkım, gururumun önüne geçemedi. Enerjim, çoşkum, mutluluklarım günden güne geçmekte, Ancak gururum ısrarla kalmakta... Tesadüfler gerçeklere söz geçiremedi. Zaman geçti, bir hafta sonu daha geçti, Bir gün daha geçmekte... Uykusuzluğum geçmedi, Açlığım geçmedi, Kalbimin ağrısı geçmedi, Hayallerim gerçeğin önüne geçemedi...

Şubat ayı 13 çeksin !!!

Resim
Sevgi günümüz kutlu olmuş! Yine bu günü es geçtim ya:) ya da bugün beni yine es geçti ya:))... "Durdu durdu turnayı gözünden vurdu; turna öldü..." Kaç yıl oldu bu atasözünü yeniden yapılandırmam... zaman hakkaten baya geçmiş... Sevgililer gününde çok sevdiğim bir arkadaşım evlendi ama düğününe gitmek kısmet olamadı... dedim ya herşey ters döndü sanki, merkür tepeden çarptı ki bana istediklerim yarım kalıyor. Halbuki bu düğün için ne güsel mor rengi bir bluz almıştım kendime... Sonra hava biranda bozdu ve yağmur yağmaya başladı, ben özene benzene aldığım canım güzel mor bluzumu değil de, kafam üşümesin diye iki yıl önce basket antremanlarında üşümemek için aldığım şapkalı eşofmanımı giydim. onun da rengi güzel; turuncu!! Sonra biranda dışarıda ısı düşmeye başladı... Ama bugün sevgi günü, paylaşım günü, telefonlar çalar... Çiçekler alınır... En güzel sözler sarf edilir... Mevsim bahar oluverir... Bugün sevgi günü çünkü... Biz de arkaşlarımla benim ve bizim açımızdan oluşan tüm ...

AŞK

Resim
Aşk nedir? Bana göre pek çok açıklaması var aşkın. Açıkçası ben bu döneme kadar hangi açıklamayı yapacağımı nasıl bir tanıma koyacağımı bulamamıştım. Öğrendim ki en basit tanımıyla aşk sadece tesadüfmüş..Sonraki evresi de iki insanın aynı gözden bakabilmeyi başarabilmesi... Şu aralar aşkla ilgili hep aynı şeyi duyuyorum. Aşkın kayıp olduğu!!! Ve pek çok kişi ilk zamanlarda, ‘evet bu kez aşkı buldum diyor’’. Ama sonuç? O aşk dediği duygu da terki diyar oluveriyor. Hep kendi etrafımdan pay biçerim, popüler dünyalar benim düşünce anlayışıma hiç bir zaman dahil olmadı. Yaşadığımız bu çevrede, bu kadar insan yanlızken. Ve herkes aynı duyguyu, aynı heyecanı ararken; mutlu olmak, değer vermek, dürüst olmak, eğlenmek gibi. Bu insanların hepsi de eğlenceli aklı başında insanlarken, nasıl olur da bir araya gelemezler? Karşılaşmazlar?’’. Sanırım bunun en büyük nedeni aşka aynı gözden bakamayışımız...Ya da isteklerimizin biranda değişmesi? Sonrasında da iki insanın ‘’bu kez de olmadı’’deyip, kolay...

Bazı şeyler çözümünü kendi buluyor....

Resim
Kaderci değilim ama; Bazı şeyler çözümünü kendi buluyor; bunu fark ettim. Sen ne kadar uğraşırsan uğraş, yol gideceği yere varıyormuş. Olaylar kendi içinde anlamadan çözülüyor bir şekilde. Belki de buna inanıyorsun, bilmiyorum... Bazen tabi... "Meet Joe Black" ne güzel bir film. Bu filmi bu hafta sonu bir kez daha izleme fırsatım oldu. Filmin içine yerleştirilmiş o kadar anlamlı replikler var ki; " bazı şeyler çözümünü kendi buluyor(!)". Son zamanlarda film izleme keyfini kitap okumaya tercih etmeye başlamıştım. Ama bu film sayesinde özlemim noktalanmış oldu. " her an fırtına çıkabilir".
Resim
Belki olgunlukla ilgili, belki de yaşama karşı duruşla. İçinde bulunduğum hal ya da durumu değişime tercih ediyorum. Bu korkaklık olarak algınabilir ama bence değil. Belki de en cesaretli anlarımı yaşıyorum ama cesaret de hissetmekten ibaret değil mi? Algılamak ve yorumlamak. Biraz öncesine dönüyorum; en son ne zaman cesaretli davranıp bu duyguyu hissetmiş olabileceğim aklıma geliyor... Konuşma gereği bile duyulmadan giden. Adını koyamadığım bir hal içinde sorgularım baya bir derinlere gidiyor... Bazen bir şeyleri yaşamadan neler olacağını tahmin edersin. Ama bunu bile bile yine de gidersin. Bu tercihin ile artık pek çok şey geride kalır, bu da seni sızlandırır. Çok dürüst olduğumu düşünürüm, bu belki aptallık noktasında yorumlanabilir ama en doğru tercih artık bu noktadan sonra bir daha görüşmemek olur. Çünkü bu sayede geriye dönmenin acısı ortadan kalkar. Duruş. Ve her zaman karşılaşma ihtimaline karşılık, nasıl birşey bilmiyorum ama sanırım doğanın gücü sayesinde iki yabancı insan o...