Kayıtlar

Edebiyat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İlişkilerde Dönüşümün İzleri: Gölge Yanın ve Sen

 Hayatın içindeki bazı ilişkiler, sıradan karşılaşmalar değildir. Onlar birer eşik gibidir; bizi kendimizle yüzleşmeye davet eder. Başlangıçta güvenli görünen yakınlık, zamanla görünmez bir sınava dönüşür. Çünkü bir taraf kendi yaralarını saklamaya çalışırken, diğer taraf farkında olmadan daha fazla sorumluluk üstlenir.  Kendini Gizleyen İnsanın Psikolojisi:  İnsanın en büyük çıkmazlarından biri, yakınlaşma isteği ile ondan duyduğu korku arasındaki çelişkidir. Bazıları sevmeyi ister ama sevmeyi göstermekten kaçınır. ( Buna uzmanlar kaçıngan kişilik demişler. ) Çünkü sevgi, kırılganlığı açığa çıkarır. Bu yüzden duygularını saklar, mesafe oyar, geri çekilir. Fakat bu gizlenme hali, eninde sonunda ilişkinin görünmez sınavına dönüşür. Dengenin Kırıldığı Nokta:  Sessizlikler, geri çekilmeler, kontrol çabaları derken ilişkide görünmez bir dengesizlik doğar. Albert Camus'un dediği gibi:   " Kışın ortasında, içimde yenilmez bir yaz olduğunu keşfettim ". İşte tam da bu k...

Van/Ağrı/Doğu Beyazıt Gezdikce ( I )

Resim
Günlerden 24 Temmuz Pazar (2011),İstanbul (Bu geziyi planladığımda etrafımdan bir sürü açıklama/ eleştiri aldım... Ancak gezi sonrasındaki düşüncelerim hem etrafıma karşı hem de kendime karşı eleştirleri en sakin haliyle cevaplıyordu, en önemlisi de bu benim için) Sabah 05:00 uyandım. Dün geceden hazırladığım valizime son bir göz attım. Eksik bir şey var mıydı? Her şey tam gibiydi, ancak yine de kafam karışıktı ve çok da detaya girmeden valizimi kapattım. Hava bugün sıcak olacak, yolculuk için rahat edeceğim kıyafet giymeyi planladım, spor ayakkabı bu anlamda iyi olacaktı. Kiloda ağır valizimi, sırt çantamı aldım ve bir hafta kalacağım, daha önce hiç gitmediğim bir yere, tanımadığım bir grupla buluşmak üzere, göz ucuyla son kez baktığım evimin kapısını kapatarak yola koyuldum… Sokak karanlık, sokak sessiz belki de tek ses, kaldırıma sürten ağır olan valizimin tekerleklerinden gelen sesdi bu sessizliği bozan... Aksilik ki üzerimde hiç nakit yoktu, birkaç dakika uzaklıkta ATM den para çe...

Anlatacak Hikayelerim Bitmedi Henüz...

Ben bir Pinokyo’yum belki de:) Belki de Alice Harikalar Diyarında”yım... Belki de Donkişot olmuşum savaşmaktayım... Voltran’ı oluşturabilecek kadar da güçlüyüm... Sonra “Judy ve Uzunbacak” karakterinde Judy olabilirim en sevimli ve sevecen halimle.... İstediğimde Pinokyo’yum, pembe yalanlarım var, tahtadan bir vücudum olsa dahi kalbim pamuk kadar yumuşak... Sonra Alice Harikalar Dünyası'nda eğlencelerim var, sınırsız heyecanlarımla keyfindeyim hayatın... Bir an yaşam eğlence demeden/çekinmeden Donkişot cesaretimle savaşabilirim, mücadelelerim sonsuzlaşır... Gücüme güç katacak dostlarım vardır, Voltran olup; sapasağlam kenetlenebilirim hayata... En önemlisi sevebilirim, Judy kadar gerçek olabilirim...

İstanbul S.O.S.

Resim
10 Ekim Pazar günü Atlas Dergisi’nin düzenlediği bir organizasyon ile “İstanbul S.O.S” dedik. Bu organizasyon ile Fener-Balat/ Süleymaniye/ Zeyrek tarihi bölgelerine bir gezi düzenledik. Pazar günü saat 11:00’de Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü buluşma noktamız idi. Belirtilen saatte Atlas Dergisi okuyucuları ve gönüllü gezginler Haliç Kıyısı’nda toplanmış, basın açıklaması ile toplanma amacımızdan bahsedilmişdi. Açıklama sonrası Son Irmak Doğa Orkestrası grubunun klasik müziik dinletisi ile buradaki söyleşimizi sonlandırıyorduk. Ancak tam da basın açıklaması yapıldığında dikkatimi çeken, basından kimsenin bulunmamasıydı. Herşeyden önce bu organizasyonda onlardan oluşan topluluk değil, yüzbinlerin burada olması ve basının da bizlere destek vermesi olurdu. Sonra sekiz müzisyenden oluşan müzik grubu dinletisi ile değil de senfoni orkestrası ile müzik şöleni sunulmasını dilerdim. Çünkü sahip olduğumuz İstanbul şehrine ancak bu yakışırdı. Belkide en büyük tarihi mirasımız İstanbul şeh...

Nietzsche Demiş ki!

"Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır. Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir...” Friedrich Wilhelm Nietzsche
Resim
En sevdiğin yemek, en sevdiğin film, en sevdiğin içecek, en sevdiğin şarkı, en sevdiğin sözcük, en sevdiğin mevsim... Bu hisler hep güzel anlar yaşatır, morali yüksek tutar... Bir solukda okumaya başlayıp da bitirdiğim kitap benim için endir... Tadı damağımda kalmıştır, lezizdir, buz gibi bir içeceğin yaşattığı ferahlık hissi gibidir, hala kulaklarımda çalan melodilerin dansıdır, sözcükler hatırımdadır tek tek, dört mevsimin güzelliğindir düşüncelerim. bir daha okusam gene tadı damağımda kalacaktır şüphesiz... " Kürk Mantolu Madonna" Sabahattin Ali'ye sonsuz saygılar...

Masallar gerçek olsa, ya da biz masal olsak...

Resim

Ayağa kalk, uyumak için önümüzde sonsuzluk var.

Resim
Ömer Hayyam

Zihin fukara olunca, fikir ukala olur

Resim

Charles Bukowski

Resim
En iyilerimizin sonu genellikle kendi ellerinden olur sırf uzaklaşmak için, ve geride kalanlar birinin onlardan uzaklaşmayı neden isteyebileceğini bir türlü tam olarak anlayamazlar. Charles Bukowski

Cemal Süreya

Resim
öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı. fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım. kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya. manzaraysa ayrılığa sıfır! işte her şey hazır.. acılarımla iki lafın belini kırdık. yokluğunda bir kuş sütü eksik.. yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik...

Uzak olmak acıtmaz...

Resim
Kader denilen şey uzak olmakdan yana oyunu kullanınca... Meğer yakın olmaya çabalamak pek çare değilmiş! kocaman dünyaya karşı, kaç m2lik alanda bu koşturmaca... burada da zaman şaşmışsa eğer, uzak olmak daha bir motive hayata devam etmek adına... en çok da çabaladıklarıma mahçubiyetim... mahçubiyetim pişmanlık duygusuna nedenler sunmakda zorlanışım. sunduğum en mantıklı nedenlerimi dahi acıtınca pişmanlık, insanoğlu bu haklı çıkmağa karşı daha da istek duyar uzaklaşmaya, uzak olunca geçer mi hiç? geçmez tabi! ancak yine de pişmanlık olsun! varsın yine de acıtsın düşüncelerimi... bu kez bilirim ki mantığıma sunacağım en geçerli neden; uzak, olmadı! demektir...