Kayıtlar

Özgün Olmak

Resim
Üzerinde durma cesareti gösteremediğimiz fikirler, yabancılaşmış bir görkemle bize geri döner.” Özgünlük, belki de insana dair en kıymetli özelliklerden biri. Çoğunlukla çocukluk dönemimizde özgünlüğün en saf halini taşırız. Ancak büyüdükçe, birilerine benzemeye, onları örnek almaya ve kendi doğamızdan uzaklaşmaya başlarız. Kimliğimizi çoğu zaman özenti, beğeni ya da taklitler üzerine inşa ederiz. Hem içsel hem de dışsal dünyamızda bu eğilimi görmek mümkün. Peki, nasıl özgün olabiliriz? Kendine has bir birey nasıl olunur? İlk adım cesaret olmalı. Kendin olmak cesaret ister çünkü. Ardından dürüstlük gelir. Ne arıyorsan, önce kendinde araman gerektiğini fark etmek önemlidir. “Yıldızın kendinde saklı,” demişler. Hiç düşündünüz mü, bize ait bir parmak izimiz, eşsiz bir ses tonumuz varken neden hala özgün olamıyoruz? İyi ya da kötü yanlarımızla kendimize güvenemediğimizden olabilir mi? Hayatımız, mükemmel olma çabası ve başkalarına özenmekle geçiyor çoğu zaman. Ama eğer gerçekten kendim...

Tekrar Buradayım :)

Resim
Uzun Zaman Olmuş… Uzun zaman olmuş blogda yazı yazmayalı. Bu süreçte neler oldu acaba? :) Hepimiz için son üç yıl zor geçti, şüphesiz. Pandemi denilen, daha önce hiç bilmediğimiz bir durumu deneyimledik. Ve bunu tüm dünya birlikte yaşadı. Peki, hayatımızda ne değişti? Ne değişmedi ki! :) Öncelikle dip dibe olmamayı öğrendik. Sırada beklerken ensende soluğunu hissettiğin insanlar artık biraz daha ötede sıraya girmeyi öğrenmiş olabilir. Ya da artık mecburi tokalaşmıyoruz. Aklımızdaki soru şu: “Ben ne bileyim, sen elini yıkadın mı?” Bir başka örnek; artık yanak yanağa öpmüyoruz. O yanak yanağa öpüşme alışkanlığı başlı başına ayrı bir konu zaten! Mecburen terk ettiğimiz, ancak pandemiyle birlikte özgürlüğünü kazandığımız bu gibi konular bana kalırsa olumlu oldu. Olumlu olmayan kısım ise dikte edilen zorunlu yasaklardı. Hem duygusal hem de fiziksel olarak kısıtlanan özgürlüklerimiz… Pandemi bitti ve biz ilginç bir şekilde normal yaşamlarımıza geri döndük. Peki değişen ne oldu? Yani p...

Kutlama

Ne planlar yaptık. Ne umutlar sunduk kendimize. 2020 bambaşka bir yıl olacaktı. Dolu dolu seyahat olacaktı. Uçak biletleri alındı, gidilecek şehirler seçildi. Bunlar için özenle alışveriş bile yapıldı. Ne umutlar vardı değil mi? Planlar? Bekleyişler? İşte hayat şimdi başladı bizim için. Ve hayat dediki; bekleme! Umudunu şuan yaşa... ve yaşayabileceklerin için zamanı harca... hayat biriktirilecek kadar uzun değil... hayat kurallara sığacak kadar da uzun değil. Takılma, bekleme, dinleme, kalbinin attığı her anı bil, gerisi gerçekten bomboş....  daha çok yazacağım elbet, şuan biriktirdiğim tek şey kelimelerim... Geçen yılki dileğim ile bu yılki dileğim çok farklı... öğreniyoruz , en güzelini öğreniyoruz,  Öyle mutluyum ki dilediğim anda gerçekleşen dileklerimiz olsun hayatımızda... neden mi? Hayat dileklerin beklenmesi için çok kısa ve değerli...

Nikbinlik

Bu zor günlerde her canlı kıymetli; balkona ekmek kırıntıları koydum kuşlar yesin diye, bugün misafir geldi :)

Hissettiğim ✨💫☺️

Karsu

Karsu’yu 2015 de tanıdım. Ekli şarkısını izlemiştim bir konser kaydı; çok naif ve içten gelmişti videosu.  Sonra hayat hikayesini okudum. Sonra yaptığı müzik de kendi gibi samimi ve etkileyici olunca benim için şöhretinden çok arkadaşım gibi oldu. Bu yıl da izleme fırsatım oldu. Mekan ayrı güzel, Karsu ayrı güzel. Hep böyle içten ve samimi kalman dileğiyle tüm güzeller seni bulsun ve sen de bize aktar müziğini. Yaptığı müzikte sözlerini de kendi yazıyor bu parça da ona ait ve çok anlamlı güzel bir şarkı.

Sabır, bilgeliğin arkadaşıdır

Resim
“Sabır, bilgeliğin arkadaşıdır.” Saint Augustinus Herşeyin üst üste geldiği ve kendine dair iyi birşey göremediğin zamanlar aslında kötü dediğin şeylerin temizlenmesinin başlangıcı.  Sabır ve sükunet. Rahmetli annemin bir lafı vardı. Kapına ne gelirse gelsin “hoş karşıla”.  Bakış açısı herşeydir. Sabır dediğimiz olgu aslında dinlemekle başlıyor. Önce kendini dinleyebilmek. Sonra karşındakini dinlemek olabilir. Doğayı dinlemek olabilir. Sonrasında sukunet başlıyor. Sukunet sabrın sende yarattığı hissi etrafına yayman ve yaşadığın kötü gibi görünen ne var ise, zamanla yerini bulması. Bir şeyi “öfke” ile karşılamak mı çözümler, yoksa “hoş” karşılamak mı? Ölüm dışında her şeye çare bulabiliyorsun. Zaten ölüme çare aramak da evrenin gücüne aykırı. Kelimelerin anlamları uçup gidiyor. Kalıcı olanlar hissettiklerimiz ve yaşadığımız tecrübelerden ibaret. Yaşadıklarımızın hayrı ya da yararı tamamen hakikatinde saklı. Gerçek olanı görmek buna yön vermek kişinin ke...