Kahramanım Hector!

İzlediğim her filmde bir karakter dikkatimi çeker, bu iyi ya da kötü olabilir...
Eğer Troy filmini izlediniz ise benim asıl karakterim "Hector" 'dur. İyi bir oğul, iyi bir eş, vatan sever ve iyi bir savaşçı. Bu karakter tam dört dörtlük yaratılmış. Tabi ister istemez Hector karakterini bugüne uyarlıyorum, ne yapayım elimde değil. Bakın ortaya en çıkıyor?

İyi bir çocuk yetiştirmek artık çok kolay değil. Öyleki çocuğumuz daha ana okuluna başladığında türlü sınavlardan geçmekde. Türlü sınavlarda hep en iyisi olma çabasında yarış halinde... İyi eğitim de kolejde eğitim ile şart oldu. Koleje dahil olarak hafta sonları da kolejdeki dersleri daha iyi olması açısından dershane savaşı baş göstermekde. Çocuk bu koşturma içerisinde sosyal olmak adına belki şans eseri isteyerek ya da istemeyerek(zorlanarak/özenti) hobi olarak bir ya da iki kursa daha gitmekde.

Düşünün çocuğumuz dünyaya geldiğinde bir kral ya da kraliçe olarak doğmakda; aynen Hector gibi bir prens edasında ailenin en değerlisi... En değerli kişi olarak evdeki evrimini tamamlayıp günümüz ana okulu eğitimine devam etmekde... Sonra bir anda daha kendi evrimini tamamlamadan aynı özenle ve değerle yetişmiş diğer kral ve kraliçeler ile aynı ortama dahil olmakda. İşt e burada başlıyor asıl savaş! Benim bildiğim Bahçeşehir'de oturup da, Anadolu Yakasında eğitimi iyi olduğu olduğu için Koç Lisesine giden yedi yaşında çocuklar var. Sabahın köründe kalkıp, minik gözlerini her yeni güne açıp, uzun bir yolculuğa çıkmaktalar... Burada eleştirmek istediğim eğitim sistemi değil, o başlı başına ele alınması gerekli bir konu... Gene de eğitim konusunu ele almak istesem, bu yazı bittiğinde eğitim sistemi yeniden değişmiş olabilir, o açıdan vahim bir konu anladığım!

Troy filminde savaş vardı, mücadele vardı. Savaş tarihin hiç bir döneminde kabul edilebilecek bir olgu değil. Ancak savaşmak aynı zamanda bir felsefedir. Savaş yaşamda varlığımızı devam ettirmemiz açısından bir stratejidir, savaş adil olmak ve güçlü olamaktır. Güç de başarıdır. Başarı da yaşama karşı motivedir ve tarih için en önemli örnektir.
Troy filminde Hector öleceğini bile bile vatan aşkı ile rivayete göre yarı tanrı yarı insan olan Akhilleus ile savaşıyor. Düşünsenize ardında bırakacağı bir ailesi var üstelik!

Bu dönemdeki çocuklar için de en büyük başarı iyi bir sınav savaşçısı olmak aslında. Ancak bu astım/kestim savaşçı olmak anlamında değil!
Yaşama karşı sınav felsefesi ile savaşçı olmak.

Akhilleus, İlyada efsanesinde de anlatıldığı üzere Hector ile savaşmış ve Hector'u öldürdükten sonra Truva kentinde cesedini dolaştırmıştır.
Ancak izledinizse Troy filminin bir sahnesinde de var; Akhilleus, Hector'un cesedini babası Priam'a teslim ederken " Kardeşim görüşücez demiş ve ağlamışdı"

Kişiler yaşamları boyunca başarıyı adil ve adaletli olarak kazanırlarsa karşınızda en kötü düşman olarak tanımladığınız kişi dahi bunu paylaşacaktır...

Bizler daha oyun çocuklarını üniversite sınavı hazırlığında yarışlara dahil ettiğimiz sürece doyumsuz ve ancak maddi paylaşımlarla tatmin olacak mutsuz çocuklar yetiştirmeye devam edecek miyiz?

Karşımızdaki düşmanımız Akhilleus gibi olmayabilir!

Bildiğim ve üzüldüğüm şey yakın tarihimizde destanların yazılmadığıdır...
"Devrim Arabaları" filmi ile bunu sonraki günlerde ele alacağım...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
katılıyorum iyi film, benim kahramanım Akhilleus olmuşdu.

ali türkel

Bu blogdaki popüler yayınlar

Prensip sahibi olabilmek

Etekleri Zil Çalmak

Özgün Olmak